manyaq.com hoşgeldiniz
  AşK...!AşK..!AşK..!
 

                        

                                               Sensizliği Asla Kabullenemem

    

 

                           —bu dünyada yaşadığıma dair tek kanıt, sadece sensin…

 

     “hayat mutlu olduğun sürece gerçekti,” hatırlıyor musun bu sözünü, el-ele (tutuşup) gezen iki sevgilide söylemiştin. Sevmek anlıktı ve bu süreçte yaşanılan her şey emekti. Bunu her ikimizde çok iyi biliyorduk; onun için yüreğimizin en kuytu yerinden aşkı yeryüzüne sunmadık mı? Çabalarımızda ne kadar da haklıydık! Çünkü aşkı gerçek yaşayandık, yürekten…

 

     / hiçbir ilişkiye böylesine bir aşk yakışmamıştı. Bana hep seni sorarlardı da, ben hep iyi derdim. Bilirdim ki, ben iyiysem sende iyisindir…/

 

   …aşka uzak topraklardan geldim sana, heybemde dört bir taraftan yara almış hayallerimle… Sorsan anlatamazdım, sormadın çünkü yaşıyordun sende yaşadıklarımı. Ne zaman bana kendinden söz etsen(-ki hiç sevmezdin) yutkunmalarında gizlerdin düşlerini. Sustuğunda beni incitmekten nasıl kaçtığını bilirdim. Sevginin gerçek ödülü karşılık değil miydi? Yaşam bu boyutta sayısız vaatlerde bulunurdu insana. Bunu her ikimizde biliyoruz, çünkü birlikte büyüyoruz bu aşkta… Biliyor musun, insanı tek heyecanlandıran duygu çoğunluğunu seninle paylaşmak-hiç anlatılamaz-en zoru sensiz geçirdiğim günlerin anlamsız kalışı, hiçbir tarifi yok artık geçmişimin…

 

   …aşklarını ayrılıkla yaşayan Leyla ile mecnun’un bile sayısız hayalleri gerçeğe karışırken, ben hayata bu kadar yabancı kalamazdım. Hazırlıksız yakalandığım düş kırıklıklarını saymazsam, yenilgilerimi hiç boyun eğmemişim demektir. Ben hep sana gelirdim de yüreğimdeki mühürlü hayallerim nasıl “sen” olmak için firar ederlerdi. Kanardı bedenim, seni görmek için… Söz konusu sen olunca unuturdum her şeyi, sana yazdığım ilk mektup kadar heyecanlı halen yüreğim/seni çok özledim…

 

   …sesin diyorum, her duyuşumda gökyüzündeki yıldızların arasındaki ay gibi farklıyken, nasıl telefon görüşmelerimizi sonlandırabilirim. Ben her sen oluşumda sayısız mutluluk senaryolarında aşkımı canlandırırken buna nasıl izin verebilir(d)im. Geçici ayrılıkta olsa üçüncü –hiçbir nesneye “evet”, diyemezken, sensizliği asla kabullenemem… Önemli olan ki çoğu kişi tarafından görülmeyen, yüreğimizdeki taşıdığımız gücü sevgiliden almamızdır. Aşkta bu bir gerçektir-tepeden tırnağa- daha güçlü olmak istiyorum. Onun için kendi bana getireceğin günleri sabırla, umutla bekliyorum. Çünkü halen seni “sen” gibi seviyorum. Yanılmadan…

 

                    Aşkla çırpınan yürekten, sevgiyle…

 

 

                       

 

                              Yaşam-boyu Sen

 

       …Sayısız kez yürek çöküntüleriyle gelmiştim sana, esirindim. Çoğu kez bu aşkı sana anlatmaya çalıştıysam hayatla aramdaki tek farkın sen olduğundandır, emin ol.

 

       “…bir kış sabahı elinde turuncuya âşık portakallarla evine gitmeye çalışan yarım asırlık adam kadar güçlüyüm/sen benim olmasan da/firavunun dudağındaki yalan kadar çürümem bu dünyada. En zor anlarımda kapalı kapılar ardındaki sancılı ağlayışlarımı saymazsam, hiç aciz değilimdir bu aşkta. Bunu yanlış ilişkilerimdeki çatışmalarımdan anlayabilirsin. Nasıl yıprandığımı yanındayken sanki ilk kez mutluluğu tatmamdaki heyecandan anımsarsın. Aşkımı onayla-daha çok yıpranmadan…”

 

 

               —Mektubunun özeti bunları haykırırken yüreğim Yunus Emre şiirlerine sığınmıştı  “ gel gör beni aşk neylede” çokta hüzünlenmiştim.

               —Sayısız kez ölmelerimi sırtımda taşımalarımın anısına-

                   Ne olur bağışla beni! Eğer kalemin üzücü bir göldeki tanelerini yüzüne serpiyorsa, affet beni! Âşık olan sensin, yürek burkulmalarımdaki tek güzellik, yine sensin. Yaşamıma giren ne varsa kirliydi senden önceki ömür törpülerimden biliyorum. Artık geceleri iki serçe penceremize konup, yüreğimize endişesiz sığınıyorsa, biz bu aşkta onaylanmışız demektir.”bütün canlıların gözümde aynı anlam taşıyorsak,”hatırlarsın belki bu sözü sıradan bir yüreğin söylemediğini bilirsin. Tek seçeneğim sensin.

 

           …günler günleri kovalar da, özlemin damarlarımdan akan kana nasıl karışmaz. Yürüdüğüm her yol sana varırken, öylesine kala kaldığımda kimdim ben? Sana koşmak aşkın gerçeğiyken benden asla sensizliğe razı olmamı bekleme! Kendime her yönelişimde beynimde kazanmak istediğim tek yer yüreğinken, sana varan yollardaki kavuşmalarımı yaratacağı o mucizevî mutluluğu sen düşün. Tek yürek sığınağım-seni seviyorum…

 

             —yine seninleyim-hiç yalnız kalmadığım yerde, ezbere dolaştığım kent gibi huzurluyum... İnandığım, yüreğimi saran bedenimin her yanını seninle kuşattığım, sevgilim! Allaha en yakın olduğum yer-yine seninleyim-

 

            (şimdi sesini duymayı çok istiyorum. Aramalarımda senli bir sözcük için nasıl heyecanla beklediğimi görmelisin. İklimler yitip-giderken, en çocuksu yanımla ilgine o kadar muhtacım ki-anlatamam-seni çok seviyorum…)

 

          —beni diğer varlıklardan farklı sanma! Sende seni sevdiğim için aşkla vals yapıyorum. Yokluğumda bedenime çivi gibi saplanan varlığından şüphe duysaydım, inan daha da çok severdim seni. Yaşam boyu beynimde aşk olarak şekillenmişken, hücrelerim bile gölgene muhtaçken, sensiz ne yapmalıyım? (bunu biraz düşün…)

 

         …kendimi sende bulmamda biraz daha direnseydim, içimdeki ilahi sesin gürültüsünden herkes seni ne kadar çok sevdiğimi görürdü. İnanırlardı, ilk kez var olduğumu… Artık hiç kimse beni yok sayamayacak. Seni sevdiğim günü-seviyorum-en çok sadece seni…

 

          —sana yazmak aşktandır! Umutla…

 

 

 

 

              Sen Ölümüm(sün) Kardelen

 

“sen yıllar önce küçük bir anıdan arta kalan olabilir miydin ya da zaman çokluğundan… Sen ölümüm!”

 

…ölsem diyorum, yıllar sonra ruhumu-bedenime kavuşturacak gücü aşkından bulabilir miyim acaba. Yanına gidip aldığın nefese ortak olmaya ihtiyacım var; sanırım bu su sıralar seni kuşanıp saklanmalıyım en kuytu yer(d)e…

 

—seni özledim.(şimdi) kim bilir ne yapıyorsun? Yaşantında olmak, buna inanmak ve hatta düşünmek bile beni mutlu ederken, başka ihtimalleri sana sunmayı nasıl aşk bilirim. Bu sonum olmaz mı sanıyorsun/ kahrolurum sevdiğim…

 

/ilk defa istemeden sayısız felaketlerle geldim sana. Hiç istemezdim böylesine bir kavuşmayı; seni bekletmek-gizlice kaderime böyle bir anın girmesi-ve seni üzebilmek sanki ölümü kuşanmaktı. Aşk sabırdı! Beklemek sevgidendi, ya emek? Belirlenmemiş zamanda bu kadar ayrılığa yakın olacağımı bilseydim sensizliğe emin ol asla izin vermezdim. Seni kaldırımlarda beklettiğim için-bana kendini anımsatmayacak duygu çokluğunda bulunma olur mu? Utancımın, ömrüme en derin yerden darbe vurmasıyla zaten yüreğine “önemsizlik” düşüncesini doldurmuşken, ne olur zıt çelişkilerde çoğalmayalım. Benzeri olmayan sevgimize devam edelim…/

 

—seni özledim(her zamankinden daha da çok.)seni herkesten daha fazla severken, yüreğimi bu inançla süslüyordum. Çok mutluydum, seni özlemelerimde şeytanı sustururken-kötülüğe dair ne varsa- yok oluyordu!

 

…hükümlü kaldığım bir gece,

Çünkü sen varsın düşlerimde…

Olağanca güzelliğinle yıldızları yakınlaştırıyorsun,

Gözlerime düşüyorsun, her defasında…

—yüreğim-bana “sen” diyor, durmadan.

 

Bu gece yine sana yazıyorum ama bir fark var. Bu sefer uzun yazıyorum. Kelimeler her ne kadar kısa cümlelerde bütün olsa da, bu gece diğer geceler inat uzun yazıyorum. Anlamım senken zaten kısa olamaz ki hiçbir şey… Yeryüzünün en anlatılası duygusuyla seviyorum seni…

 

—Birbirine hiç benzemeyen kavuşmalarımızı düşünüyorum da başkalaşıyorum. İyi ki seni seviyorum. Sayısını bilmediğim mutlulukları kuşanıp kendimi yoluma adıyorum, çok mutlu oluyorum-tarifi yok bunun-mutluluğumun böle bir aşkta var olması, sensiz geçen nice günlerimin sevgiye dönüşmesinin tek kanıtıdır. Aşkta emek budur! Sevmek, sevgilide kendini keşfetmekse-dev dalgalara meydan okumak-yaşamanın özetidir. Bu uğurda canlarını sevdiklerine adayanlara inanarak-seni çok seviyorum…

 

           

 

 

        En Sevdiğim, Kadınım!

         

Hüzünlerimi paylaşamıyorum seninle, kızma olur mu? Aklıma çoğu zaman sen geliyorsun, aslında hiç çıkmıyorsun ki. Son randevumuzda yaşamımdaki ayrıntıları belki gizemli yanlarını paylaşarak-üzdüm seni-ama en çok ben üzüldüm. Sanırım aşkın yıkıcı yanlarında küreği kırık sandalımla yaptığım mücadelenin tek tesellisi, yine sensin. Anlasana en zor anlarımda muhtaç olduğumsun, yanılmam bu aşkta!

                  (belki hiç hakkım yok seni üzmeye; ama sen yine de içimdeki cana-can kat olur mu?)

 

      …uzaklardasın, ama biliyorum hep yüreğimdesin. “içimdeki sıra dışı dalgalar, alıp-götürür senli yanlarımı,” ben yine de pes etmem! Bana ulaşmanı elbette ki aşkın mucizesi sayarım. Yaşan(ma)mış birçok aşktan geriye kalan çürümüş yüreklerse, ben seni asla-sana-bırakmam. Sevgimle çoğaltırım, dağlardan-taşlara bir seni çok sevdiğimi anlatırım, bir de seninle olmanın tarifsiz mutluluğunu…

                    ( sesini özledim/en çok ismimin dilinde bıraktığı o heyecanı…)

 

                         …kendime kalmalarımla-hayata yabancılaşırım

                        Ve sensizken buz keser en ağır yaralarım…

 

          Üşürüm en asi bir volkanik dağın yanı başında, nefesim titreyerek geçerken seni öptüğüm yerlerden sanki kasırgalar çoğalır sessizliğime. Sahip çıktığım-çıkmadığım ne varsa şimdi çok uzaklarda, aşkınla yoğrulmuş yüreğimse Ferhat gibi çöllerde dolaşmakta. Şunu bil ki, senden sonra yine sen olacaksın. Bu bilinmezlikte kendine iyi bak olur mu?

 

        /-sevmek çokluktur. Sevgiliyi kendin olarak görebilmek değil midir? Her yönüyle ona ait bir bedende yaşayabilmek ve yaşlanabilmek… Gerçek sevgi; yürekten sonsuzluğa doğru sadece “seni seviyorum” diyebilmekti(r) , yanılmıyoruz…/

 

         “en sevdiğim, kadınım…” ne güzel bunları sana söyleyebilmek, yazabilmek… Hayatın her saniyesini seni düşünerek yaşayabilmek; son nefeste yine sen olabilmek… Soluk alıp-vermelerimde sana canlandığımı bilmek ve kaderimi sadece senin mutluluğun için hazırlayabilmek. Ne güzel seni sevmek ve hatta kötü düşünceli yaratıkları bile.

(beni yıpratan sadece sensizlikken diğer sorunları yok sayarım.)

 

           …ben hiç bu kadar sev(e)medim kimseyi. İnan hiçbir yüreğe bu kadar inan(a)madım. Kendimi koşulsuz(ca) sana sunarken hiç şüphelere düşmedim. Ne kandım ne de kandırdım. Sadece seni çok sevdim! Seni sevmeyi aşk bildim/yanılmadım, çok sevdim…

(benim için seninle olabilmek düşüncesi bile çok güzeldi ki-… Sanırım, susmalıyım.)

 

         —unutma! Bu aşkın tarihini yazmaya yüreğimizi koyduk! Yeryüzündeki tüm canlılarda şahit olacak…

 

        Uzun bir süre yazamayabilirim; “seni seviyorum,” hoşça kal…

 

                      

 

 

 

                                   —E Harfi (bahane)

 

            (Ben sende ben(d)im/ hiç olmasanda bende,

     Yine de sadece sana “seni seviyorum” demek, çoktu yüreğimde…)

 

                             —e harfi ne de çok yakışırdı sana,

                             Sanki senin için konulmuştu alfabeye.

Yüzündeki gamze girdaptan çalınmaydı,

En çok denizciler kıskanırdı sensiz fırtınaları bile…

(yani öyle bir …-ki, umudumdun.)

 

Sınırlı bir ömürdü yaşadığımız-kandığımız,

Yıpranırken bile karabasanlar çökerdi de,

Susardık! İçimizde apansızın çıkan çatışmalara,

“biz” aitliğiyle karşı koyardık! Severdik…

(yaşamak ve ölmek- artık ne istiyorsan…)

 

Kim bilir belki koptuk yaşam denen ipten

En yüksek uçurumları beğendik ömrümüze

Ölmek değildi bizi korkutan, sevmek varken,

Tek derdimiz daha fazla sevgili olmaktı!

(bana gülümsediğinde çiçekler çardı, gözlerinde.)

 

(aslında her şey bahaneydi, biliyor musun?

-e harfide/ sesini özlemiştim… Belki ararsın.)

 

 

 

 

 

 

 

                                   Kırık Bir Aşkın Bedeli

                                

      “aşk, yaradanın armağanıdır-seven yüreğe-ve o yüzdendir ki bütün aşklar kutsaldır…”

 

      Biliyorsun, ben bu ilişkiye çok değer veriyorum. Hiç unutmuyorum seni-yaşadıklarımızı ve belki inanmayacaksın ama sabırla bekliyorum-gelecekteki cennetvari günlerimizi…”

 

       —resimleri bende saklı bu aşkın; geçmiş, gelecek ve bugün hep sen vardın ve öyle kalacaksın…

 

         Şimdi söyle: sensizken, yalnızlığın hangi türlüsünü kabullenir bu beden; çölde bir gül iken bu yürek, hangi yağmur bulutunun damlasına kucak açar söyler misin? Elbette seni beklemeyi Kerem’in Aslı’ya kavuşması gibi sayarım. Beni zorlayan sensiz geçen zaman iken, bilirim seversen zamanda bizden yana olacaktır. Gel(me)sende beklerim sevgilim…

                       

         …ömrüne beni layık görmüyorsan, bunu söylemelisin. İnan daha da çok severim seni. Gözlerimi sıkıca kapatıp en son senin hayalinle dalarım sonsuz uykuya. Bütün gücümü seni düşleyerek harcarken, çığlık-çığlığa haykırırım yüreğimdeki sesini. Neden mi sesin diyorum. Çünkü sen dolmuşken bu beden hangi kayaya çarpsa yine senin sesin yankılanır, doğaya ve tüm evrene…

 

        Sana bu mektubumu aşkla yazıyorum, içi hasret dolu… Yastığımı kuşatan sayısız hayalini gerçeğe dönüştürme yolunda artık daha da güçlüyüm. Biliyorum, artık nereye gitsem, yüzümü hangi yöne çevirsem yine sen olacaksın. Bunu bilmek beni senin yüreğinde çoğullaştırıyor. Masum çocuklar gibi öyle sevgine muhtacım ki, sanırım burada biraz susmalıyım-yokluğunda gözlerim artık gözyaşlarımı taşıyamıyor da… (acaba diyorum- bu kadar sana yazıyorum da-hiç mi inanmıyorsun bana/yokluğun diyorum, ölüme denk!)

 

        “kırık bir aşkın bedeli ayrılık olmamalı/ biraz,

        Yürekte yar varsa-yarası daha fazla kanamamalı…”

 

       …küçücüktüm seni sevdiğimde, şimdilerdeki gibi kocaman bir yürekle meydan okumuyordum dünyaya… Senin sevginle döndüğüne inanırdım bu dünyanın. Güneşin gökyüzünde süzülüşünün, yıldızların ihtişamını ve ay’ın yakamoz’la kendilerini sana gösterme çabalarına ben “aşk” derim.

       

      Aşk kutsaldır sevgilim. Değerini bilelim/ açan her papatyada sadece seviyorum’ları toplayalım. Bırak kanımızdan yaşadığımız güzel anılar aksın/ biz yine yaşarız aşkımızı, bu yürek olduğu sürece…

 

     —her defasında yaşamın kuytu sokaklarından sıyrılıp, zor dönemeçlerden savrularak geldim sana, hiç yanılmadım! Sana koştuğumda ben’dim- yolun sonundaysa senden fazla sen olmuşsam, bu aşktandır anla! Bütün bedenimle iman ettim bu aşkta, bilesin… Mutluluk(lar) seninle olsun/ aşkla…

 

 

 

 

       

 

 
  Bugün 5 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol